Fatma: Çocuğunu sütten kesen kadın.
Fatmagül: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın.
Fazilet: Erdemli, iyi ahlaklı.
Ferah: Aydınlık, iç açıcı.
Ferahgül: Güzelliğiyle neşe saçan.
Ferahnur: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan.
Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı, ışıltı saçması.
Fercan: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan.
Ferda: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet.
Ferdacan: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.
Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş.
Feri: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
Feride: Eşi benzeri olmayan, tek. Çok değerli inci.
Feris: Şık, zarif.
Ferisu: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.
Fernur: Aydınlık, ışık.
Fersude: Eskimiş, yıpranmış, örselenmiş.
Ferzin: Kraliçe.
Feyza: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
Feza: Boşluk, sınırsızlık; Uzay.
Fidan: Yeni yetişen ağaç.
Figen: Yaralayan, kıran
Filiz: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
Firdevs: Cennetler. Cennet bahçeleri.
Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı.
Fulya: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek.
Funda: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik.
Füruzan: Parlayan, parlak.
Füsun: Büyü.
Gamze: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur.
Gaye: Amaç, erek.
Gazal: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)
Gazel: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar.
Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre.
Gelincik: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek.
Gerçek: Yakıştırma veya yalanı olmayan.
Gizem: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey.
Gök: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk.
Gökben: Ben gökyüzü anlamında.
Gökçe: Güzel, gösterişli - Yiğit, cesur - Mavi gözlü.
Gökçenaz: Nazlı mavi.
Göksu: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı.
Gökyel: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz.
Gonca: Tam açılmamış çiçek
Goncagül: Gül goncası.
Gönen: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması.
Gönül: İstek, arzu, sevgi.
Gönülgül: Gül gibi zarif bir gönlü olan.
Görke: Heybetli.
Görkem: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, ihtişam.
Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
Gözdem: Beğendiğim, sevdiğim, saydığım, bitanem.
Gözdenaz: Nazlı güzel.
Gözdenur: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.
Gözen: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
Güher: Cevher.
Gül: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül.
Gülal: Gülün kırmızısı gibi güzel.
Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
Gülbahar: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi
Gülben: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
Gülbin: Gül fidanı, gül yetişen yer.
Gülcan: Gül gibi güzel kişi.
Gülce: Gül gibi.
Gülçiçek: Her yönüyle güzel olan.
Gülçin: Gül toplayan, gül seven.
Gülden: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.
Güleda: Gül gibi güzel ve nazlı.
Gülen: Güleç yüzlü, mutlu anlamında.
Gülenay: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel.
Gülfem: Ağzı gül gibi olan
Gülfer: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.
Gülgen: Güler yüzlü.
Gülgün: Gül renkli; Gülen, gülümseyen.
Gülhan: Gül kadar çok sevilen, han, hakan
Gülin: Güzel, zarif.
Gülinaz: Nazlı, güzel.
Gülistan: Gül bahçesi.
Güliz: Gül yetiştiren.
Gülizar: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam.
Gülnihal: Gül fidanı.
Gülnisa: Gül gibi kadınlar anlamında.
Gülnur: Işık saçan güzellik.
Gülperi: Gizemli gül, saklı gül.
Gülriz: Gül saçan.
Gülru: Gül yüzlü, gül yanaklı
Gülşah: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan.
Gülsanem: Çok güzel kadın.
Gülselin: GÜLSELİ. Coşkulu bir güzelliğe sahip olan.
Gülşen: Gül bahçesi.
Gülsu: Gül ve su gibi güzel.
Gülsün: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında.
Gülten: Gül tenli, vücudu gül gibi
Gülüm: Bana ait olan gül. Canım.
Gülümse: Tebessüm et.
Gün: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam.
Günal: Işık al, ışıklı ol.
Günan: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün.
Günay: Hem gün, hem ay.
Günçiçek: Ay çiçek.
Günden: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça.
Gündüz: Günün aydınlık bölümü.
Güneş: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi.
Günhan: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri.
Günnaz: Nazlı kişi.
Günnur: Güneş gibi ışık saçan.
Günsu: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak.
Güray: Bol ışıklı ay, güçlü ay.
Gürdal: Güçlü dal, sık dal.
Güven: Güvenmekten, yürekli ol anlamında.
Güz: Sonbahar.
Güzay: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay.
Güzel: Hoşa giden,hayranlık uyandıran.
Güzin: Seçilmiş, seçkin, Beğenilen.
Güzün: Güz mevsiminde olan.
Fatmagül: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın.
Fazilet: Erdemli, iyi ahlaklı.
Ferah: Aydınlık, iç açıcı.
Ferahgül: Güzelliğiyle neşe saçan.
Ferahnur: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan.
Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı, ışıltı saçması.
Fercan: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan.
Ferda: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet.
Ferdacan: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.
Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş.
Feri: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
Feride: Eşi benzeri olmayan, tek. Çok değerli inci.
Feris: Şık, zarif.
Ferisu: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.
Fernur: Aydınlık, ışık.
Fersude: Eskimiş, yıpranmış, örselenmiş.
Ferzin: Kraliçe.
Feyza: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
Feza: Boşluk, sınırsızlık; Uzay.
Fidan: Yeni yetişen ağaç.
Figen: Yaralayan, kıran
Filiz: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
Firdevs: Cennetler. Cennet bahçeleri.
Firuze: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı.
Fulya: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek.
Funda: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik.
Füruzan: Parlayan, parlak.
Füsun: Büyü.
Gamze: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur.
Gaye: Amaç, erek.
Gazal: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)
Gazel: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar.
Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre.
Gelincik: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek.
Gerçek: Yakıştırma veya yalanı olmayan.
Gizem: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey.
Gök: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk.
Gökben: Ben gökyüzü anlamında.
Gökçe: Güzel, gösterişli - Yiğit, cesur - Mavi gözlü.
Gökçenaz: Nazlı mavi.
Göksu: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı.
Gökyel: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz.
Gonca: Tam açılmamış çiçek
Goncagül: Gül goncası.
Gönen: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması.
Gönül: İstek, arzu, sevgi.
Gönülgül: Gül gibi zarif bir gönlü olan.
Görke: Heybetli.
Görkem: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu, ihtişam.
Gözde: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
Gözdem: Beğendiğim, sevdiğim, saydığım, bitanem.
Gözdenaz: Nazlı güzel.
Gözdenur: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.
Gözen: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
Güher: Cevher.
Gül: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül.
Gülal: Gülün kırmızısı gibi güzel.
Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
Gülbahar: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi
Gülben: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
Gülbin: Gül fidanı, gül yetişen yer.
Gülcan: Gül gibi güzel kişi.
Gülce: Gül gibi.
Gülçiçek: Her yönüyle güzel olan.
Gülçin: Gül toplayan, gül seven.
Gülden: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.
Güleda: Gül gibi güzel ve nazlı.
Gülen: Güleç yüzlü, mutlu anlamında.
Gülenay: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel.
Gülfem: Ağzı gül gibi olan
Gülfer: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.
Gülgen: Güler yüzlü.
Gülgün: Gül renkli; Gülen, gülümseyen.
Gülhan: Gül kadar çok sevilen, han, hakan
Gülin: Güzel, zarif.
Gülinaz: Nazlı, güzel.
Gülistan: Gül bahçesi.
Güliz: Gül yetiştiren.
Gülizar: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam.
Gülnihal: Gül fidanı.
Gülnisa: Gül gibi kadınlar anlamında.
Gülnur: Işık saçan güzellik.
Gülperi: Gizemli gül, saklı gül.
Gülriz: Gül saçan.
Gülru: Gül yüzlü, gül yanaklı
Gülşah: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan.
Gülsanem: Çok güzel kadın.
Gülselin: GÜLSELİ. Coşkulu bir güzelliğe sahip olan.
Gülşen: Gül bahçesi.
Gülsu: Gül ve su gibi güzel.
Gülsün: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında.
Gülten: Gül tenli, vücudu gül gibi
Gülüm: Bana ait olan gül. Canım.
Gülümse: Tebessüm et.
Gün: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam.
Günal: Işık al, ışıklı ol.
Günan: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün.
Günay: Hem gün, hem ay.
Günçiçek: Ay çiçek.
Günden: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça.
Gündüz: Günün aydınlık bölümü.
Güneş: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi.
Günhan: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri.
Günnaz: Nazlı kişi.
Günnur: Güneş gibi ışık saçan.
Günsu: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak.
Güray: Bol ışıklı ay, güçlü ay.
Gürdal: Güçlü dal, sık dal.
Güven: Güvenmekten, yürekli ol anlamında.
Güz: Sonbahar.
Güzay: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay.
Güzel: Hoşa giden,hayranlık uyandıran.
Güzin: Seçilmiş, seçkin, Beğenilen.
Güzün: Güz mevsiminde olan.